Sayfalar

3 Nisan 2012 Salı

ATale of Two Sisters (2003)




A Tale of Two Sisters, 2003 Güney Kore yapımı psikolojik gerilim filmi. Kim Ji Woon tarafından yazılıp, yönetilmiş, konusu bir halk hikayesiden esinlenilmiştir. Güney Koreli korku filmleri arasında en çok izlenenler arasında en üst sıralarda yer alıyor.
Türkiye’de vizyona Karanlık Sırlar olarak girmiş olan bu estetik harikası film, en sevdiğim filmler arasında en üstlerde yer almakta. Gerilim, başarılı oyunculuklar, dekor, çekim açıları, müzik, kan, kurgu… her açıdan beklentilerimi karşılıyor.



---Spoiler---
 Film bir hastanede başlıyor. Bir doktor ve genç bir kız görüyoruz ilk sahnede doktor bazı sorular yöneltiyor fakat sorularına yanıt alamıyor. Anlıyoruz ki bu genç kız akıl hastanesinde. Doktor hikayesini anlatması için onu zorluyor, derken hikayeyi anlatmaya koyuluyor fakat biz bunun farkına varmadan hikayeyi izlemeye başlıyoruz.
Aynı zamanda farkında değiliz ki hikayeyi kişilik bozukluğu yaşayan bu genç kızın gözünden izliyoruz., tabi olaylar çözülünceye kadar.
Film boyunca konu ailenin yaşadığı evde geçiyor, bir- iki küçük sahne dışında. Flashbeckler, hayaller, rüyalar ve olayın asıl özü zamanında yaşadıkları kabus olayın yaşamlarına verdiği koskocaman yaranın doğurduğu başka sonrunlar ve bir çok olayı bu kan rengi döşemeli evde izliyoruz.
 ---Spoiler---


Yukarıda da belirttiğim gibi, film her açıdan izleyicinin beklentilerini fazlasıyla karşılamakta.  Kim Ji Woon’un yaptığı en iyi iş diyebiliriz. Sert bir klasik müzik soundunu anımsatan, kusursuzca seçilmiş dekor ve renkler, filmde gerilimi sürekli kılıyor. Uzak doğu gerilimlerinin vazgeçilmezi zombiyi andıran yaratıklar bu filmde de kullanılmış, filme doğaüstü bir özellik katsa da asla estetik görünüm ve tadına zarar vermemiş adeta filmin daha güzel bir kıvama ulaşmasına yardımcı olmuş diyebiliriz. Açıkça söylemek gerekirse kan en çok  Uzakdoğulu karakterlere yakışıyor, estetiğin doruklarında olduklarını ve ürpertici görünmek veya ürpertiyi hissettirmek için fazla çabalamaya gerek duymadıklarını düşünmekteyim. Yönetmen bu durumdan iyi faydalanmış; filmde kusursuz güzellikte ve gizemli gerilimi barındıran üç bayan, hislerini anlayamadığımız içine kapanık bir de baba görüyoruz. Karakterler hikayeden bağımsız bir gizeme ve görünüme sahipler, yaşadıkları ev ise gotik bir havası olan koyu ve pastel renklerin hakim olduğu yine gizem ve gerilimi hissettiren, perili ev havasında, yer döşemesi kıp kırmızı.
Konu biraz karışık gelebilir bundan dolayı dikkatli izlemekte fayda var.  Her şey diyalog ve görüntülerde saklı. Düğüm, olayların peşi sıra çözülmekte tabi hayal gücünüzü de devreye sokun.



3 yorum:

  1. Dün sabah ofiste bu film hakkında konuşmuştuk peeh negzel tesadüf oldu şimdi :)

    YanıtlaSil
  2. bogunu ve yazılarını çok beğendim, genelde pek tanınmamış filmerli yorumluyorsun çok güzel. :D bende yorumlar yapıyorum filmler hakkında bloguma beklerim. :D

    YanıtlaSil