Birbirinden başarılı, hayal güçleri dorukta iki yönetmen,
senarist kardeşler. Yaptıkları işlere hayran olmamak imkansız, ilk filmleri
‘Blood Simple’ ile ileride de büyük işler başaracaklarının ip uçlarını en
baştan verdiler zaten, hatta marka oldular bile denebilir, ‘Coen Kardeşler’.
Şimdi bahsetmek istediğim filmleri ise ‘Fargo’ burada oyuncularından tutun
çekimlerine, sertliği büyük bir estetikle sunmalarına kadar her şey kusursuz.
Hatta filmde bir sahneyi resim zannetmişliğim bile var ki aldığı
ödüller de haklılığımın ispatı; 69. Akademi Ödülleri’nde En İyi Özgün Seneryo
ve En İyi Kadın Oyuncu , Cannes Film Festivali’nde En İyi Yönetmen ve
BAFTA Ödüllerini almıştır.(ayrıca bir
çok ödülü vardır) 2006 yılında ABD Kongre Kütüphanesi tarafından “kültürel, tarihi, ve estetik olarak önemli”
fimler arasında seçilmiştir ve ABD Ulusal Film Arşivi’nde yerini almaktadır.
Filmi izlediyseniz ve beğenmediyseniz bilemem ama izlediyseniz adamların pek çok şeyi aynı anda başardıklarını göreceksiniz. Zeka ile olanakların harmanı leziz bir film izlemeyenlere tavsiye edilir.
------SPOILER-------
------SPOILER-------
Film ‘THIS IS A TRUE STORY…’’ diyerek başlasa da seneryodan,
kurgulara her bir şey Coen Kardeşlere aittir, ancak kendileri bu hikayeyi yazarken gerçekte olan
birkaç olaydan esinlendilerini söylerler. Örneğin, Grimsund’un suç ve iş ortağını talaş makinesine atarak
ortadan kaldırmaya çalışması gibi. Adamlar özellikle kurgulamada dahiler, film
akıp giderken olaylara ister istemez şahit oluyorsunuz hatta olayın içine bile
giriyorsunuz. Fargo’da da böyle durumlar ve kurgular var mesela yine Grimsun’un
polis memurunu beklenmedik bir şekilde vurması ve adamın kafasından oluk oluk
kan boşalması ve bizim de olaya saniyesi saniyesine şahit olmamız, arkamızı
dönüp ‘ıyy şu sahne geçsin’ deme gibi bir şansımız yok ve harika olan da bu
zaten.
Film Jerry’nin bir barda iki tane gangster tipli adamla
buluşmasıyla başlıyor, amaçlarını anlamazken -Jerry ezik ve zararsız görünümlüdür-
adamların Jerry’den haraç aldıklarını veya madur durumda bırakıldığı bir şeyler
yaşattıklarını düşünebilirsiniz. Hatta saf adamı, buluşmaya bir saat geç
geldiği için uzun süre azarlarlar, konuya daha sonra girilir ki bu saf adamın o kadar da masum olmadığı
anlaşılır, gangster tipli iki adamdan karısını kaçırıp kadının zengin olan
babasından 80.000$ fidye isteyerek
tehtid etmelerini ister, fakat Jerry 1.000.000$ isteyecek ve paranın büyük bir
kısmını kendi alacaktır. Sebep ise Jerry’nin bu paraya ihtiyacı olması ve
kayınpederinin kendisine zırnık koklatmaması. Jerry Minnesota’da araba
satıcılığı yapmaktadır ve bu iki adamla çalıştığı yerden tanıdığı bir eski
hükümlü sayesinde tanışmıştır.
Üç adam anlaşmalarını yaparlar ve sıradan bir ev kadını olan
fidye unsuru evinde tv başında örgü örerken bu kötü iki adam tarafından
kaçırılır. Her şey bu masum kadın kaçırıldıktan sonra meydana gelir ve filmin
heyecanlı anları başlar, kadını kaçırdıkları sırada yolda arabayla ilerlerken önce
devriye gezen ve arabayı durduran bir
polis memurunu vururlar daha sonra olaya
istemeden şahit olan iki kişiyi. O gece üç ayrı kişi öldürülmüştür ve olayı Marge
isimli hamile bir polis memuru araştırmaya başlar. Kadın sürekli görevi
esnasında bir şeyler yer ve ben izlerken bu kadın bu olayları çözemez demiştim
:D ama muhteşem oyunculuğu da beni şaşkınlığa uğratmıştı.Düşündüğümün aksine Marge
olayla bağlantılı olduğu düşünülen bir çok kişinin ifadesini alır ve olayları
çözmeye başlar.
Bu arada Jerry’nin sevgili kayınpederi fidyeyi vermek üzere katillerle
buluşmaya bizzat kendisi gider (bu Jerry’nin planlarını fena halde alt-üst
edecektir), huysuz ihtiyar katillerden komik görünümü olan Showalter ile
otoparkta buluşur, kızını almadan parayı vermek istemez, tartışırlar ve Show
onu öldürür, kendisi de çenesinden vurulmuştur, parayı alıp kaçar hatta
çıkışını engellemeye çalışan otopark görevlisini de öldürür. Çantadan
1.000.000$ çıkar, Showalter’ın yüz ifadesini bir düşünün. Kendi payları olan
80.000$ ı ayırır ve diğer büyük kısmı ıssız bir yere gömer. Geri döndüğünde Grimsurd
kadını öldürmüştür, bu iki katilin (gangstarler katil odular tabi çoktan)
arasında anlamsız bir kavga başlar ‘arabayı kim alacak?’ Kaçık arkadaşı
dayanamaz ve Showalter’ı baltayla öldürür. Bu arada Marge hala olayın peşindedir Jerry ‘den şüphelenmiştir ve arabayla onun
peşinden giderken yol üzerinde katillerin arabasını görür ve bu hamile
cesaretli bayan Grimsrud’u görür hem de Showalter’ın kalan parçalarını talaş
makinasında öğütmeye çalışırken.. karlar kan revan içindedir :/ hazırlıksız
olan Grim silahlı Marge’den kaçarken bacağından vurulur. Sonra polis arabasında
katili polis ekibine teslim için götürürken birkaç özlü söz sarf eder: ‘Tüm
yaptıkların para için mi?’,’ Birkaç kuruş için mi?’, ‘Bak bu güzel günde
buradasın’ gibi.’ Sanki Grimsurd’un gözleri dolmuştur ya da ben öyle hissetmek
istedim, bir de hafiften gülümsüyordu galiba.
Sonra ezik adam Jerry yakalanır.
Son sahnede Marge ile sevimli kocası yatakta tv izleyerek
konuşmaktadırlar, vahşi doğayla ilgilenen
resim sanatçısı eşi bir eserinin posta pulları üzerinde kullanılmasına
karar vermiştir ondan bahsederler ve bir de konu doğacak çocuklarıdır. Cesur polisin
huzurlu hayatını görürürz ve film sona erer.
Film bitince aklıma şunlar takıldı; Grimsrud hamile polis
bir kadın tarafından vuruldu, tamam tahmin edebiliyoruz bu dev adamı silahla
tehdid ederek ayrıca mesafesini koruyarak aracına bir şekilde bindirdi sonra
ekibe teslim etti. Sonra adam tutuklu yargılandı vs. Jerry’nin oğluna ne oldu
peki ya da 920.000$ a neler oldu, buları bilemiyoruz tabi .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder