Sayfalar

15 Kasım 2011 Salı

Raise the Red Lantern (1991)



Filmin orijinal ismi “Da hong deng long gao gaogua “, Çin yapımı bu drama filmin yönetmenliğini  1991 yılında  Yimou Zhang  üstlenmiştir.Ana karakteri Li Gong canlandıyor.
Film 1920’lerin Çin’inde geçiyor,.Uzak Doğu yapımı bir film olması dolayısıyla estetik güzellikler açısından hiçbir kaygı yaşamadan izlenebilir. Adından da anlaşılacağı gibi filme kırmızı bir renk hakim. Mimari yapı , kıyafetler kusursuz.

Filmde,  Songlian isimli 19 yaşında geç kızın hikayesi anlatılır bir bakıma, üniversiteyi altı ay kadar okuyabilmişken babası ölür ve ekonomik çöküş yaşarlar, annesi zengin biriyle evlenmesini uygun görür , varlıklı ve köklü bir aile olan Chen’e dördüncü gelin daha doğrusu kuma olarak gider. Güzelliği, gençliği ve mütevazı tavırlarıyla iyi biri olduğunu belli eder ama gençliğinin verdiği büyük saflıkları ilerleyen sahnelerde ortaya çıkıyor. Yaşadıkları tarihi arazide eskiden beri süre gelen sistem ve ve kurallar vardır. Buna uymak ve buraları sürdürmek eşlerin ve çalışanların zorunluluğudur. 
Eşler kendilerine tahsis edilmiş ayrı evlerde yaşarlar, akşamları avluda kapıya çıkarlar ve efendileri hangi odada geceyi geçirmek istiyorsa fener yakılır ve o eşin önüne koyulur , hazırlıklara başlanır, tüm fenerler seçilen kişinin odasına ve kapısına götürülür hepsi yakılır sonra hanım hazırlanır en önemlisi de ayak masajıdır -bu diğer eşleri çileden çıkarır- ayak masajı yapılması ailece çok önemli bir gelenek çünkü masaj sonrası gece iyi seksle sonuçlanır onlar için.
Baş karakter Songlian dördüncü eştir, ilk eş yaşlı bir kadındır, ikinci eş orta yaşlı ve güler yüzlü bir kadındır ancak filmde kötü rolü hiç beklenmeyen bir zamanda onun üstlenmiş olduğunu öğreneceğiz.(Songlian’a büyü yapmıştır) Üçüncü eş güzel bir opera sanaçsısıdır, filmin başları onun kötü bir karakter olduğunu sanmamıza göre kurgulanmıştır ki ilk gecelerinde Songlian ve Efendilerini sürekli rahatsız eder.


Songlian ilk günlerini çok sever ancak gün geçtikçe olaylar karışık hal alır psikolojik gel-gitler yaşar, diğer kadınlar hizmetçisi dahil olmak üzere , güler yüzlü davransalar da ona karşıdırlar , aralarında büyük bir rekabet vardır. İkinci eşin kendisine büyü yaptığını öğrenince psikolojik açıdan çöküş yaşarken mücadele etmeye başlar, hamile olduğu konusunda yalan söyler, bu yalanı ortaya çıkınca kurallar gereği efendisi fenerlerinin üzerini kapattırır ve odasına bir daha uğramaz. Bu kendisini yalnız hissetmesine neden olur, onu ele veren hizmetçisini cezalandırır ve istemeden ölümüne sebep olur daha sonra ağzından üçüncü eşin zina yaptığını (aile doktoruyla) ağzından kaçırır ve onun da vahşice öldürülmesine sebep olur . Binanın en üst katında küçük bir oda vardır -oldukça ürkütücü- biz bu odayı görmeyiz. Songlian idam sonrası oraya çıkıp içeri bakınca aklını yitirir. Yazın gelmesile eve beşinci hanım alınır. Songlian aklını kaçırmış bir aile üyesi olarak hayatının geri kalanını da orada geçirecektir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder