Hayat Var,
yönetmeliğini ve seneryo yazarlığını Reha Erdem’in yaptığı Türk drama
filmidir.
Baş rolleri Elit işcan (Hayat), Erdal Beşikçioğlu(Baba) ve
Levend Yılmaz (Dede) paylaşıyor. Film bir çok festivale katılmıştır , aldığı
ödüller ise; 45. Altın Portakal Film Festivali SİYAD özel ödülü, 59. Berlin
Uluslararası Film Festivali Tagesspiegel Gazetesi Okurları Ödülü, 28.
Uluslararası İstanbul Film Festivali Uluslararası Film Eleştirmenleri Derneği Ödülü, 2010 SİYAD
Ödülleri (En iyi film, yönetmen, görüntü yönetmeni ve kurgu dallarında 4 ödül),
3. Yeşilçam Ödülleri (En iyi yönetmen ve genç yetenek).
Reha Erdem bu filminde daha akıcı bir anlatım seçmiştir ama muhteşem
kamera açılarını, görsel estetiği yine çekinmeden bu filminde de bolca
kullanmıştır. Özellikle ilk filmi A ay’dan sonra bu film izleyenleri huzura
erdirmiş olmalıdır gerçi Korkuyorum Anne de akıcı bir filmdi fakat Hayat Var’da
sanki günlük hayatta sürekli şahit olunan veya bilinip de önemsenmeyen bir konu
anlatılıyor ve izleyiciye yaşatılmak istenen duygular direkt gösterilen
dramatik sahnelerle konuya dahil olmaları sağlanıyor.
Filmde Hayat 14 yaşında bir küçük kız, babası ve hasta
dedesiyle birlikte yaşıyor . Annesi ile babası ayrı ve annesi tekrar evlenmiş.
Yaşından daha olgun pek çocukluğunu yaşayamamış gibi , okula gidip gelen aynı
zamanda evde yemek yapmak zorunda olan bir çocuk ve bocalamış durumda. Film
boyunca öten bir oyuncağı var, Johnny Cash’in hani o çok sevdiğimiz ‘’My Only
Sunshine’ını çalan bir oyuncak ama küçük bir kız çocuğunun cırlak sesinden,
durumun vahimliğini anlatır gibi. Baba balıkçılık yapıyor ve arada başka
olaylarada karışyor. Dede yatalak çok söylenen biri harbi bunak gibi
davranıyor. Evleri çok şahane bir yede ama!! , Boğaz sularına kurulmuş tahta
bir ev, ulaşımı tekneyle sağlıyorlar. Huzur var mı? orası tartışılır. Kısacası
Hayat denen kızın değil de aslında hayatta olup da buralarda yaşamanın
karanlığını, zorluğunu, adaletsizliğini ve ne denli mücadele gerektirdiğini
anlatır gibi. Filmde Orhan Gencebay şarkıları kullanılmış ve tabiri caizse cuk
oturmuş. Reha Erdem Türk sineması için çok önemli bir usta. Eleştirilerini
birer sanat eseri kıvamında filmlere dönüştürerek bizlere ve ulaşabildiği kadar
insana gösteriyor, hatırlatıyor veya böyle bir şey de varmış dedirtiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder